Clase de Turco - Aprendiendo Un Nuevo Idioma

Clase de Turco Adjetivos (sıfatlar) büyük: grande. küçük: pequeño. iri: enorme. ufak: pequeño, joven. ortalama: mediano

Views 179 Downloads 0 File size 750KB

Report DMCA / Copyright

DOWNLOAD FILE

Recommend stories

Citation preview

Clase de Turco

Adjetivos (sıfatlar) büyük: grande. küçük: pequeño. iri: enorme. ufak: pequeño, joven. ortalama: mediano, medio. iyi: bueno. kötü: malo. yakışıklı: guapo. çirkin: feo. yeni: nuevo. eski: viejo. genç: joven. taze: fresco. yorgun: cansado. şişman: gordo, obeso. zayıf: delgado, flaco. kalın: grueso. hafif: ligero. ağır: pesado; difícil. kolay: fácil.

zor: difícil, complicado. uzun: alto, largo. boylu: alto, largo. yüksek: alto. kısa: corto, bajo. alçak: bajo. geniş: ancho dar: estrecho. ensiz: estrecho. karanlık: oscuro. ziya: claro. şeffaf: transparente. opak: opaco.

El Adjetivo: 1.– El Adjetivo en turco siempre va delante del nombre al cual califica. Si el adjetivo va detrás del nombre, el significado cambia completamente. Ejemplos: Genç anne: La joven madre. Anne genç: La madre es joven. Küçük kız: La niña pequeña. Kız küçük: La niña es pequeña. Büyük ev: La casa grande. Ev büyük: La casa es grande. Bu küçük kız çok güzel: Esta niña pequeña es muy guapa. Bu güzel kız çok küçük: Esta guapa niña es muy pequeña. 2.– Cuando el articulo indeterminado acopaña al nombre, el adjetivo se coloca delante del artículo, es decir, el artículo siempre va inmediatamente delante del nombre. Ejemplos: Bir araba: un coche. Yeni bir araba: un coche nuevo. Bir adam: un hombre. Yaşlı bir adam: un hombre viejo. 3.– Un adjetivo también puede ser usado como sustantivo. Ejemplos: Hasta: enfermo -> Bir hasta: un enfermo. Bu genç güzel: Esta joven es bonita. Mutlu: feliz -> Küçük çok mutlu : El pequeño es muy feliz.

Las estaciones y el clima (mevsinler ve hava durumu) Las estaciones (mevsinler ) son: ilkbahar: la primavera yaz: el verano sonbahar, güz: el otoño kış: el invierno Como nota curiosa: ilk: comienzo, principio, primer paso. bahar: flores; juventud. son: fin, final. yaz gündönümü: solsticio de verano. kışgün durumu: solsticio de invierno. Vocabulario y expresiones: mevsim: estación. hava: el clima, el tiempo. hava durumu: las condiciones climáticas. bulut: la nube. yağmur: lluvia. yağmak: llover. yağmur mevsimi: estación de las lluvias. gökgürültüsü: trueno. şimşek: relámpago, rayo. sel: torrente, diluvio. su birikintisi: charco. fırtına: tempestad, tormenta, temporal. rüzgar: el viento. kasırga: tornado, ciclón. tayfun: tifón. kar: nieve. kardan adam: muñeco de nieve. kartopu: bola de nieve. don: helada, escarcha, hielo. dona çekmek: helar. don tutmak: helar. gökkuşağı: arcoiris. pus: bruma. sis: niebla. çiy: rocío. güneş: el sol. Hava durumu nasıl?: qué tiempo hace? güneşli: hace sol. Hava güzel: hace buen tiempo, hace bueno.

Hava kötü: hace mal tiempo, hace malo. fırtına çıktı: se desató la tormenta. Rüzgarlı: hace viento. Soğuk olmaya başladı: está empezando a refrescar. Soğuk: hace frío. Serin: hace fresco. Sıcak: hace calor. Yağmur yağıyor: está lloviendo. Kar yağıyor: está nevando. üşümek: tener frío. ıslanmak: mojarse.

Los animales (Hayvanlar) köpek

el perro.

köpek kulübesi

la caseta del perro.

yavru köpek

el perro cachorro.

havlamak

ladrar.

kedi

el gato, la gata.

kriko

el gato.

kedi yavrusu

el gato cachorro.

yavru

cría, cachorro.

miyavlamak

maullar.

at

el caballo.

kısrak

la yegua.

ahır

cuadra, caballeriza.

kanarya

el canario.

muhabbetkuşu

el periquito.

tünek

el columpio.

kuş

el pájaro.

kafes

la jaula.

kanat

el ala.

kaplumbağa

la tortuga.

kurbağa

la rana.

tavşan

el conejo.

tavşan kafesi

la jaula del conejo.

boğa

el toro.

buzağı

el ternero.

inek

la vaca.

koyun

la oveja.

kuzu

el cordero.

keçi

la cabra.

horoz

el gallo.

tavuk

la gallina.

balık

pez; pescado.

akvaryum

acuario.

fare

el ratón.

salyangoz

el caracol.

arı

abeja.

ördek

el pato.

ördek yavrusu

cría de pato.

zürafa

la jirafa.

kartal

el águila.

kunduz

el castor.

goril

el gorila.

zebra

la cebra.

panda

el panda.

koala

el coala.

ayı

el oso.

kutup ayısı

el oso polar.

leopar

el leopardo.

timsah

el cocodrilo.

yunus

el delfín.

suaygırı

el hipopótamo.

rakun

el mapache.

gergedan

el rinoceronte.

maymun

el mono.

kanguru

el canguro.

aslan

el león.

aslan yavrusu

cría de león.

deve

el camello.

fil

el elefante.

kaplan

el tigre.

fok

la foca.

mors

la morsa.

yılan

la serpiente.

pelikan

el pelícano.

penguen

el pingüino.

flamingo

el flamenco.

papağan

el papagayo.

martı

la gaviota

karatavuk

el mirlo.

sincap

la ardilla.

kelebek

la mariposa.

karınca

la hormiga.

sinek

la mosca.

sivri sinek

el mosquito.

aramak: buscar. Presente – Presente Continuo Simple: Afirmativo Ben

arıyorum

busco/estoy buscando

Sen

arıyorsun

buscas/estás buscando

O

arıyor

busca/está buscando

Biz

arıyoruz

buscamos/estamos buscando

Siz

arıyorsunuz

buscais/estais buscando

Onlar

arıyorlar

buscan/están buscando

Interrogativo Ben

arıyor muyum?

busco/estoy buscando?

Sen

arıyor musun?

buscas/estás buscando?

O

arıyor mu?

busca/está buscando?

Biz

arıyor muyuz?

buscamos/estamos buscando?

Siz

arıyor musunuz?

buscais/estais buscando?

Onlar

arıyorlar mı?

buscan/están buscando?

Negativo Ben

aramıyorum

no busco/estoy buscando

Sen

aramıyorsun

no buscas/estás buscando

O

aramıyor

no busca/está buscando

Biz

aramıyoruz

no buscamos/estamos buscando

Siz

aramıyorsunuz

no buscais/estais buscando

Onlar

aramıyorlar

no buscan/están buscando

Interrogativo Negativo Ben

aramıyor muyum?

no busco/estoy buscando?

Sen

aramıyor musun?

no buscas/estás buscando?

O

aramıyor mu?

no busca/está buscando?

Biz

aramıyor muyuz?

no buscamos/estamos buscando?

Siz

aramıyor musunuz?

no buscais/estais buscando?

Onlar

aramıyorlar mı?

no buscan/están buscando?

– Presente aorista: Afirmativo Ben

ararım

busco

Sen

ararsın

buscas

O

arar

busca

Biz

ararız

buscamos

Siz

ararsınız

buscais

Onlar

ararlar

buscan

Interrogativo Ben

arar mıyım?

busco?

Sen

arar mısın?

buscas?

O

arar mı?

busca?

Biz

arar mıyız?

buscamos?

Siz

arar mısınız?

buscais?

Onlar

ararlar mı?

buscan?

Negativo Ben

aramam

no busco

Sen

aramazsın

no buscas

O

aramaz

no busca

Biz

aramayız

no buscamos

Siz

aramazsınız

no buscais

Onlar

aramazlar

no buscan

Interrogativo Negativo Ben

aramaz mıyım?

no busco?

Sen

aramaz mısın?

no buscas?

O

aramaz mı?

no busca?

Biz

aramaz mıyız?

no buscamos?

Siz

aramaz mısınız?

no buscais?

Onlar

aramazlar mı?

no buscan?

Pasado – Pretérito Definido (Past Definite) Afirmativo Ben

aradım

buscaba

Sen

aradın

buscabas

O

aradı

buscaba

Biz

aradık

buscabamos

Siz

aradınız

buscabais

Onlar

aradılar

buscaban

Interrogativo Ben

aradım mı?

buscaba?

Sen

aradın mı?

buscabas?

O

aradı mı?

buscaba?

Biz

aradık mı?

buscabamos?

Siz

aradınız mı?

buscabais?

Onlar

aradılar mı?

buscaban?

Negativo Ben

aramadım

no buscaba

Sen

aramadın

no buscabas

O

aramadı

no buscaba

Biz

aramadık

no buscabamos

Siz

aramadınız

no buscabais

Onlar

aramadılar

no buscaban

Interrogativo Negativo Ben

aramadım mı?

no buscaba?

Sen

aramadın mı?

no buscabas?

O

aramadı mı?

no buscaba?

Biz

aramadık mı?

no buscabamos?

Siz

aramadınız mı?

no buscabais?

Onlar

aramadılar mı?

no buscaban?

– Pretérito Indefinido (Indefinite Past) Afirmativo Ben

aramışım

busqué

Sen

aramışsın

buscaste

O

aramış

buscó

Biz

aramışız

buscamos

Siz

aramışsınız

buscasteis

Onlar

aramışlar

buscaron

Interrogativo Ben

aramış mıyım?

busqué?

Sen

aramış mısın?

buscaste?

O

aramış mı?

buscó?

Biz

aramış mıyız?

buscamos?

Siz

aramış mısınız?

buscasteis?

Onlar

aramışlar mı?

buscaron?

Negativo Ben

aramamışım

no busqué

Sen

aramamışsın

no buscaste

O

aramamış

no buscó

Biz

aramamışız

no buscamos

Siz

aramamışsınız

no buscasteis

Onlar

aramamışlar

no buscaron

Interrogativo Negativo Ben

aramadım mı?

no busqué?

Sen

aramadın mı?

no buscaste?

O

aramadı mı?

no buscó?

Biz

aramadık mı?

no buscamos?

Siz

aramadınız mı?

no buscasteis?

Onlar

aramadılar mı?

no buscaron?

– Pretérito Perfecto Narrativo Afirmativo Ben

aramıştım

hube buscado

Sen

aramıştın

hubiste buscado

O

aramıştı

hubo buscado

Biz

aramıştık

hubimos buscado

Siz

aramışstınız

hubísteis buscado

Onlar

aramıştılar

hubieron buscado

Interrogativo Ben

aramış mıydım?

hube buscado?

Sen

aramış mıydın?

hubiste buscado?

O

aramış mıydı?

hubo buscado?

Biz

aramış mıydık?

hubimos buscado?

Siz

aramış mıydınız?

hubísteis buscado?

Onlar

aramışlar mıydı?

hubieron buscado?

Negativo Ben

aramamıştım

no hube buscado

Sen

aramamıştın

no hubiste buscado

O

aramamıştı

no hubo buscado

Biz

aramamıştık

no hubimos buscado

Siz

aramamışstınız

no hubísteis buscado

Onlar

aramamıştılar

no hubieron buscado

Interrogativo Negativo Ben

aramamış mıydım?

no hube buscado?

Sen

aramamış mıydın?

no hubiste buscado?

O

aramamış mıydı?

no hubo buscado?

Biz

aramamış mıydık?

no hubimos buscado?

Siz

aramamış mıydınız?

no hubísteis buscado?

Onlar

aramamışlar mıydı?

no hubieron buscado?

– Pasado Contínuo Narrativo (Past Progressive Narrative) Afirmativo Ben

arıyordum

Sen

arıyordun

O

arıyordu

Biz

arıyorduk

Siz

arıyordunuz

Onlar

arıyordular arıyorlardı

solía estar buscando; estuve buscando.

Interrogativo Ben

arıyor muydum?

Sen

arıyor muydun?

O

arıyor muydu?

Biz

arıyor muyduk?

Siz

arıyor muydunuz?

Onlar

arıyorlar mıydı? arıyordular mı?

solía estar buscando ? estuve buscando?

Negativo Ben

aramıyordum

Sen

aramıyordun

O

aramıyordu

Biz

aramıyorduk

Siz

aramıyordunuz

Onlar

aramıyordular aramıyorlardı

no solía estar buscando

Interrogativo Negativo Ben

aramıyor muydum?

Sen

aramıyor muydun?

O

aramıyor muydu?

Biz

aramıyor muyduk?

no solía estar buscando?

Siz Onlar

aramıyor muydunuz? aramıyorlar mıydı? aramıyordular mı?

B: verbos que empiezan por B bağırmak: exclamar; gritar, chillar. bağışlamak: disculpar, perdonar; indultar; absolver. bağlamak: atar, unir, líar, enlazar. bağlanmak: atarse, unirse. bahse birmek: apostar. bahsetmek: hablar de, mencionar. bakmar: mirar; ver; cuidar. barınmak: vivir en; alojarse; asilarse; sobrevivir en. barışmak: reconciliarse, hacer las paces con. basitleşmek: simplificarse, volverse sencillo o fácil. basitleştirmek: simplificar; hacer que algo sea más fácil de entender; hacer que algo sea menos recargado, más sencillo. basmak: impresionar; pulsar; imprimir, estampar. başarmak: tener éxito. başkaldırmak: rebelarse, alzarse. başlamak: empezar, comenzar. başlatmak: iniciar; hacer que alguien empiece algo. başvurmak: consultar. batmak: ponerse (el sol); sumergirse, naufragar. batırmak: sumergir, hundir; clavar. beğenmek: gustar, admirar; preferir, elegir. beklemek: esperar, aguardar. bekletmek: hacer esperar. benzemek: parecer, asemejarse. beslemek: alimentar; mantener, sustentar. beslenmek: alimentarse. bestelemek: componer.

betimlemek: describir. beyazlamak: blanquear. bıçaklamak: apuñalar. bıkmak: estar harto de, cansarse. bıktırmak: cansar, hartar. bırakmak: dejar, abandonar. biçim vermek: formar. biçimini bozmak: desfigurar, deformar. biçimlendirmek: plasmar. biçmek: cortar. bildirmek: comunicar; avisar; participar; anunciar. bilemek: afilar. bilmek: conocer. binmek: montar, embarcar. bitirmek: acabar, completar, consumar. bitmek: acabar, acabarse; terminar; estar exahusto; estar fascinado por. boğazlamak: degollar. boğmak: estrangular; sofocar; ahogar. boğulmak: ahogarse; sofocarse. boğuşmak: pelearse. bombalamak: bombear. bombardımak etmek: bombardear. borç almak: tomar préstamo. borç vermek: prestar. borca girmek: empeñarse. borçlandırmak: adeudar. borçlanmak: endeudarse.

boşalmak: vaciarse; desembocar; descargarse. boşamak: divorciar. boşanmak: vaciarse; desembocar; descargarse. boşalmak: vaciarse; desembocar; descargarse. boyamak: pintar, colorear. boylanmak: dar un estirón (crecer ). bozmak: deshacer; romper; estropear; corromper; pudrir; violar; cambiar dinero. bölmek: separar, dividir. bulmak: encontrar, descubrir. büyümek: crecer; aumentar, incrementar.

A: verbos que empiezan por A abartmak: exagerar. acıkmak: tener hambre. acımak: sentir pena, compadecerse. acıtmak: causar dolor. açıklamak: explicar, aclarar. açılmak: abrir, abrirse, desabotonarse. açmak: abrir. adamak: dedicar. adlandırmak: nombrarse; clasificar. ağılamak: envenenar. ağırlamak: hospedar. ağırlaşmak: ponerse pesado; estar muy enfermo, ponerse peor; volverse muy difícil.

ağlamak: llorar, derramar lágrimas. ağrımak: doler. akıtmak: derramar. akmak: fluir; vaciar. aksamak: cojear. aksırmak: estornudar. aktarmak: transferir. alçalmak: descender; envilecerse. alçaltmak: bajar; reducir; envilecer. aldanmak: engañarse; estar equivocado, ser erróneo. aldatmak: engañar; romper una promesa dada (a otro). aldırmak: hacer caso a; prestar atención a. alevlenmek: inflamarse; romper en llamas. algılamak: percibir. alınmak: ofenderse; sentirse herido por. alıntılamak: citar. alışmak: acostumbrarse, habituarse, aclimatarse. alıştırmak: acostumbrar, aclimatar. alışveriş yapmak: hacer compras. alkışlamak: aplaudir; dar palmas. almak: tomar; obtener, recibir; comprar. ambalajlamak: embalar, empaquetar. andırmak: parecerse a. anımsamak: recordar, acordarse de. anımsatmak: recordar. anırmak: rebuznar. anlamak: comprender, entender.

anlaşmak: entenderse, pactar, acordar. anlatmak: contar, explicar, narrar. anmak: conmemorar; nombrar. aralamak: entreabrir; separar. aramak: buscar araştırmak: investigar; estudiar. arıtmak: purificar, limpiar; refinar. arızalanmak (arıza yapmak): averiarse, fallar. arzulamak: desear. asılmak: colgar, pender. asmak: colgar; enganchar; ahorcar. astarlamak: forrar. aşağılamak: abatir; denigrar. atlamak: saltar. atmak: tirar, echar. ayırmak: servir, separar.

El verbo SER/ESTAR y su conjugación. El verbo Ser ó Estar en turco no tiene modo infinitivo. Se expresa solo en términos de sufijos (en algunos casos, también mediante cópulas). 1.- PRESENTE INDICATIVO AFIRMATIVO del verbo Ser ó Estar. Las desinencias o sufijos del verbo ser/estar para el presente de indicativo afirmativo son: Ben …– (y) Vmayor m Sen …– s Vmayor n O … – t/d Vmayor r (-> se suele omitir ) Biz …– (y) Vmayor z Siz …– s Vmayor n Vmayor z Onlar …– t/d Vmayor rl Vmenor r (-> se suele omitir ) * Vmayor y Vmenor, vocal que corresponda en cada caso según las Reglas de Armonía Vocal

Por lo tanto, los sufijos quedarían así: – Si la vocal dominante de la raíz es a ó ı, por ejemplo, ‘sarışın‘ (rubio/a) Ben

sarışın

ım

Yo soy rubio

Sen

sarışın

sın

Tu eres rubio

O

sarışın

(dır )

El es rubio

Biz

sarışın

ız

Nosotros somos rubios

Siz

sarışın

sınız

Vosotros sois rubios

Onlar

sarışın

(dırlar )

Ellos son rubios

– Si la vocal dominante de la raíz es o ó u, por ejemplo, ‘sonuncu‘ (último/a) Ben

sonuncu

yum

Yo soy/estoy último

Sen

sonuncu

sun

Tu estás último

O

sonuncu

(dur )

El está último

Biz

sonuncu

yuz

Nosotros estamos últimos

Siz

sonuncu

sunuz

Vosotros estaís últimos

Onlar

sonuncu

(durlar )

Ellos están últimos

– Si la vocal dominante de la raíz es e ó i, por ejemplo, ‘güzel‘ (bonito/a, guapo/a, hermoso/a, bello/a) Ben

güzel

im

Yo soy/estoy guapo

Sen

güzel

sin

Tu eres guapo

O

güzel

(dir )

El es guapo

Biz

güzel

iz

Nosotros somos guapos

Siz

güzel

siniz

Vosotros sois guapos

Onlar

güzel

(dirler )

Ellos son guapos

– Si la vocal dominante de la raíz es ö ó ü, por ejemplo, ‘özgür‘ (libre) Ben

özgür

üm

Yo soy/estoy libre

Sen

özgür

sün

Tu eres libre

O

özgür

(dür )

El es libre

Biz

özgür

üz

Nosotros somos libres

Siz

özgür

sünüz

Vosotros sois libres

Onlar

özgür

(dürler )

Ellos son libres

Ejemplos: Gençim – Soy joven. Talebesin – Eres estudiante. İspanyol(dur ) – Es español/a. Özeliz – Somos especiales. Aynısınız – Sois iguales. Boş(turlar ) – Están vacíos. 2.- PRESENTE INDICATIVO NEGATIVO del verbo Ser ó Estar. El negativo del verbo Ser o Estar se forma siempre con değil + sufijo (-im, -sin, (-dir ), -iz, -siniz, (dirler )) değil = no (una de las formas de negación en turco) Ejemplos: – ‘sarışın‘ (rubio/a) Ben

sarışın

değil

im

Yo no soy rubio

Sen

sarışın

değil

sin

Tu no eres rubio

O

sarışın

değil

(dir )

El no es rubio

Biz

sarışın

değil

iz

Nosotros no somos rubios

Siz

sarışın

değil

siniz

Vosotros no sois rubios

Onlar

sarışın

değil

(dirler )

Ellos no son rubios

– ‘güzel‘ (bonito/a, guapo/a, hermoso/a, bello/a) Ben

güzel

değil

im

Yo no soy/estoy guapo

Sen

güzel

değil

sin

Tu no eres guapo

O

güzel

değil

(dir )

El no es guapo

Biz

güzel

değil

iz

Nosotros no somos guapos

Siz

güzel

değil

siniz

Vosotros no sois guapos

Onlar

güzel

değil

(dirler )

Ellos no son guapos

Verbos en INFINITIVO. Los verbos en turco se construyen a partir de un patrón básico de conjugación. Todos obedecen este patrón, salvo el verbo-sufijo ser/estar, que es el único que se considera ‘irregular’. Verbo Infinitivo Raiz +

– mak – mek

Conforme a la primera Regla de Armonía Vocal si la vocal dominante de la raiz del verbo es: a, ı, o, u -> el sufijo de infinitivo será -mak e, i, ö, ü -> el sufijo de infinitivo será -mek Ejemplos: açmak – abrir. kırmak – romper, quebrar, dañar. korkmak – temer. okumak – leer, estudiar. denemek – experimentar, intentar. içmek – beber. görmek – ver. büyümek – crecer.

ormación del Plural El plural se forma añadiendo el sufijo de plural al nombre: Sustantivo + L + Vmenor + R Vmenor -> vocal que corresponda a la vocal dominante según la primera Regla de Armonía Vocal Por lo tanto, el sufijo de plural será: si la vocal dominante es a, ı o, u -> – LAR si la vocal dominante es e, i, ö, ü -> – LER

Ejemplos:

Singular

Vocal Dominante

Sufijo

Plural

Significado

araba

a

– lar

arabalar

coches

kız

ı

kızlar

tazas

top

o

toplar

pelotas

kutu

u

kutular

cajas

ev

e

evler

casas

fil

i

filler

elefantes

köpek

ö

köpekler

perros

gün

ü

günler

libros

-ler

Armonía Vocal El turco es una lengua aglutinante (hp://es.wikipedia.org/wiki/Lengua_aglutinante), porque las palabras se van construyendo mediante la adesión de morfemas, en este caso, de sufijos. No existen los prefijos, salvo para algunos extranjerismos. Para esta construcción de palabras hay que tener en cuenta las reglas de la armonía vocal. Las vocales se dividen en dos clases: VOCALES ANTERIORES (o altas): e, i, ö, ü VOCALES POSTERIORES (o bajas): a, ı o, u Normalmente, las palabras originales del turco suelen tener todas sus vocales de una misma clase: o todas frontales, o todas posteriores. A esto se le llama “armonía vocal”. Cuando añadimos sufijos a una palabra para modificar su significado, la última vocal de esta palabra (vocal DOMINANTE) determina la clase de vocal de ese sufijo (frontal o posterior ). Cuando se añade otro sufijo detrás de un sufijo, la vocal dominante pasará a ser la última vocal del sufijo anterior. Y así sucesivamente.

Ejemplos Palabras

Vocal Dominante

Significado

Ev

e

casa

Evler

e

casas

Araba

a

coche

Arabalar

a

coches

Fincan

a

taza

Fil

i

elefante

Köpek

e

perro

Kitap

a

libro

Kutu

u

caja

Kedi

i

gato, gata

Süt

ü

leche

Kız

ı

niña

Kızlar

a

niñas

Regla 1: Armonía Vocal Menor Si la última vocal de la palabra es una VOCAL FRONTAL, el sufijo tomará una e. Si la última vocal de la palabra es una VOCAL POSTERIOR, el sufijo tomará una a.

e , i, ö, ü

–e

a, ı, o, u

–a

Ejemplos: Palabra

Vocal Dominante

Ev

e

Fil

i

Göl

ö

Cambia a

Con sufijo evler

–e

filler göller

Yüz

ü

yüzler

Araba

a

Kız

ı

kızlar

Top

o

toplar

Kutu

u

kutular

–a

arabalar

Regla 2: Armonía Vocal Mayor Vocal Dominante

Vocal del Sufijo

a, ı

–ı

o, u

–u

e,i

–i

ö, ü

–ü

Ejemplos: Palabra

Significado

Vocal Dominante

Ev

casa

e

Fil

elefante

i

Göl

lago

ö

Cambia por

–i

Con sufijo

Significado

evin

la casa de…

fili

(acusativo) (hp://turco.wordpress.com/tag/turco/2gramatica/21-declinaciones/212-acusativo/)

gölü

(acusativo) (hp://turco.wordpress.com/tag/turco/2gramatica/21-declinaciones/212-acusativo/)

günü

(acusativo) (hp://turco.wordpress.com/tag/turco/2gramatica/21-declinaciones/212-acusativo/)

babayı

(acusativo) (hp://turco.wordpress.com/tag/turco/2gramatica/21-declinaciones/212-acusativo/)

Yılı

(acusativo) (hp://turco.wordpress.com/tag/turco/2gramatica/21-declinaciones/212-acusativo/)

Topu

(acusativo) (hp://turco.wordpress.com/tag/turco/2gramatica/21-declinaciones/212-acusativo/)

tuzlu

salado

–ü Gün

Baba

día

padre

ü

a –ı

Yıl

año

ı

Top

pelota

o

Tuz

sal

u

–u

Los números: Cardinales y Ordinales Los números cardinales: 0

sıfır

20

yirmi

1

bir

21

yirmi bir

2

iki

22

yirmi iki

3

üç

23

yirmi üç

4

dört

24

yirmi dört

5

beş

25

yirmi beş

6

altı

26

yirmi altı

7

yedi

27

yirmi yedi

8

sekiz

28

yirmi sekiz

9

dokuz

29

yirmi dokuz

10

on

30

otuz

11

on bir

40

kırk

12

on iki

50

elli

13

on üç

60

altmış

14

on dört

70

yetmiş

15

on beş

80

seksen

16

on altı

90

doksan

17

on yedi

100

yüz

18

on sekiz

200

iki yüz

19

on dokuz

1000

bin

Los números ordinales: 1.

birinci

primero

2.

ikinci

segundo

3.

üçüncü

tercero

4.

dördüncü

cuarto

5.

beşinci

quinto

6.

altıncı

sexto

7.

yedinci

séptimo

8.

sekizinci

octavo

9.

dokuzuncu

noveno

10.

onuncu

décimo

20.

yirminci

vigésimo

30.

otuzuncu

trigésimo

40.

kırkıncı

cuadragésimo

50.

ellinci

quincuagésimo

60.

altmışıncı

sexagésimo

70.

yetmişinci

septuagésimo

80.

sekseninci

octogésimo

90.

doksanıncı

nonagésimo

100.

yüzüncü

centésimo

1000.

bininci

milésimo

Ejemplos: bir kitap – un libro iki ev – dos casas, las dos casas* bir defa – una vez üç araba – tres coches, los tres coches* dört gün – cuatro días, los cuatro días* bin bir gece – mil y una noches, las mil y una noches* beş yüz gram – 500 gramos otuz dakika – 30 minutos, los 30 minutos* bir saat – una hora *Nota: en turco no existe el artículo determinado ( ‘el’, ‘la’, ‘los’, ‘las’). Un sustantivo sin sufijos, por ejemplo, ‘araba‘, puede significar ambos casos: ‘el coche’ o ‘coche’.

Saludos y expresiones básicas Evet – sí. Hayır – no.

Tamam – de acuerdo, ok. Lütfen – por favor. Teşekkür ederim / teşekkürler – Gracias. Sağ ol! – ¡Gracias! Rica ederim! – ¡no hay de qué! Ederim – del verbo “etmek” (hacer ); estoy haciendo, hago. Bir şey değil – ¡de nada! Merhaba! – ¡Hola! İyi günler! – ¡Buenos días! İyi akşamlar! – ¡Buenas tardes! İyi geceler! – ¡Buenas noches! Hoş geldiniz! – ¡Bienvenidos!, ¡Bienvenido (ud.)! Hoş bulduk! – ¡Gracias! (cuando te han dado la bienvenida). Hoş – placentero, agradable. Geldiniz – del verbo “gelmek” (venir ) , vinísteis, vino (ud.) Bulduk – del verbo “bulmak” (encontrar, descubrir ) encontramos (pretérito). Nasılsın? – ¿Cómo estás? Nasılsınız? – ¿Cómo está usted? İyiyim – estoy bien. Öyle-böyle! – regular, así-así. Ya siz? – ¿Y usted? Ya sen? – ¿Y tú? Ben de iyiyim – yo también estoy bien. Allaha ısmarladık! – ¡Hasta la vista! (lo dice el que se marcha) güle güle! – ¡Hasta la vista! (lo dice el que se queda a quien se marcha) Yarın görüşmek üzere! – ¡Nos vemos mañana! / ¡Hasta mañana! görüşürüz! – ¡Hasta la vista!

Diálogo 1: – Günaydın.

– ¡Buenos días!

– Günaydın.

– ¡Buenos días!

– Nasılsınız?

– ¿Qué tal está Ud?

– Teşekkür ederim. İyiyim. Ya siz?

– Bien, gracias. ¿Y Ud?

– Teşekkürler. Ben de iyiyim.

– Bien también, gracias.

– İyi Günler!

– ¡Que pase un buen día!

– Güle güle.

– ¡Hasta la vista!

Diálogo 2: – Hoş geldiniz!

– ¡Bienvenido!

– Hoş bulduk ! Nasılsın?

– ¡Gracias! ¿Qué tal?

– Sağ ol! İyiyim. Ya sen?

– Bien, gracias. ¿Y tu?

– Sağ ol! Ben de iyiyim.

– Bien también, gracias.

– Yarın görüşmek üzere!

– ¡Nos vemos mañana!

– Tamam. Görüşürüz!

– De acuerdo. ¡Hasta la vista!

La familia (Aile) Anne

Madre, mamá

Baba

Padre, papá



Esposo, esposa, pareja, marido, mujer.

Hanım

Esposa, señora

Koca

Marido, esposo

Anneanne

Abuela materna

Babaanne

Abuela paterna

Dede

Abuelo

Büyükbaba

Abuelo

Oğul

Hijo

Kız

Hija, niña

Kardeş

Hermano, hermana

Abla

Hermana mayor; forma de dirigirse a una señora joven

Hala

Tía (por parte del padre)

Teyze

Tía (por parte de la madre)

Yenge

Cuñada; esposa del tío; manera informal de referirse a la esposa de alguien o la propia

Amca

Tío (por parte del padre)

Dayı

Tio (por parte de la madre)

Enişte

Cuñado; esposo de la tía

İkiz

Gemelo, gemela

Kuzen

Primo

Kuzin

Prima

Bebek

Bebé; muñeca

Torun

Nieto, nieta

Erkek yeğen

sobrino

Kardeş oğlu Kız yeğen Kardeş kızl

sobrina